Başakşehir mağazamızın açılışında gelen misafirlerimize, mağazamızın girişinde kömür ızgarasında köfte ikramı yapalım dedik ve bir daha ızgaramız sönmedi…

Misafirlerimiz aldıkları ürünleri pişirip paket yaptırmak istedi biz de olur dedik ve anladık ki böyle bir ihtiyaç var.

Sonrasında ızgaranın başında oturan müşterilerimiz etin yanında; ekmek, su, içecek istediler (Güzel hatıralar oluştu. Bu satırları okuyan, o günleri yad eden dostlarımıza selamlarımızı iletiyoruz)

Bir müddet bu istekleri kendi mutfağımızda kullandığımız ürünler ile karşıladık. Sonra etleri bizden alan müşterilerimizin, diğer malzemeleri dışardan temin ederek araçlarının içinde ya da önünde yediklerine şahit olduk.

İşte o an ofis olarak kullandığımız 2. Katın camlı kısmını 8 masalık ızgara salonu haline çevirmeye karar verdik. Sonra ne mi oldu? En çok şikayet aldığımız husus “çok kalabalık, gittiğinizde çok beklersiniz, gitmeyin” oldu.

Tabi ki çok kalabalık, yoğun olan yerin ürünleri de bir o kadar taze ve lezzetlidir (Zatihi zihnimizde, “Biz bu etlerin çiğ satışını yapıyoruz. Acaba pişmiş olarak nasıl sunar ve satarız?” deyip duruyorduk. Evet, aradığımızı bulmuştuk.) Çok zaman oldu. Yenilendik, geliştik, takdir aldık, almaya da devam ediyoruz..